Şerife Aşkın ve Diğerleri/Türkiye Kararı

AİHM Şerife Aşkın ve diğerleri/ Türkiye ( no. 19499/10) kararında başvuranların 2001 yılında İdil Asliye Hukuk Mahkemesi önünde açtıkları maddi ve manevi tazminat talepli davalarının yaklaşık 8 yıl sürmesinin aşırı uzun olması, tazminat miktarının yetersiz olması ve üçüncü başvuranın yaralanması ile sonuçlanan olay sebebiyle eğitimine devam edememesi şikayetlerini incelemiştir.
Somut başvuruda olay tarihinde 13 yaşında olan üçüncü başvurana, 4 Eylül 2001 tarihinde hayvanlarını otlatırken taşıdığı metal bir borunun Dicle Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi’ne (“DEDAŞ”) ait yüksek voltaj enerji nakil hattına değmesi sonucunda elektrik çarpmıştır. Üçüncü başvuranın vücudunun tamamında ciddi yanıklar oluşmuş olup yoğun tedaviler sonucunda kolları dirseklerinin altından kesilmiştir. Başvuranlar, üçüncü başvurana elektrik çarpması dolayısıyla maruz kaldıkları maddi ve manevi zararların telafi edilmesi amacıyla DEDAŞ aleyhinde İdil Asliye Hukuk Mahkemesi önünde 28 Kasım 2001 tarihinde tazminat davası açmışlardır. Tazminat davası kısmen kabul edilerek 2 Aralık 2009 tarihinde kesinleşmiştir.
AİHM başvuranların hukuk yargılamasının uzunluğuna ilişkin yaptığı şikayeti başvuranların 6384 sayılı Kanunla kurulan İnsan Hakları Tazminat Komisyonuna başvurmaması ve dolayısıyla iç hukuk yollarını tüketmemiş olması nedeniyle kabul edilemez bulmuştur.
AİHM üçüncü başvuranın yaralanmasına sebep olan olayda kusurunun olması, başvuranların  İdil Asliye Hukuk Mahkemesinin hükme esas aldığı bilirkişi raporuna itiraz etmemesi ve verilen toplam tazminat miktarının yaralanmayla sonuçlanan bir olay bakımından AİHM’in daha önce belirlediği miktarlardan fazla olması sebepleriyle başvuranların verilen tazminat miktarının yetersiz olduğu şikayetini açıkça dayanaktan yoksun bulmuştur.
Son olarak AİHM başvuranların AİHS’in 6 § 3 maddesi kapsamında İdil Asliye Hukuk Mahkemesine ibraz ettikleri beyanların dikkate alınmadığı ve AİHS’e Ek 1 No.lu Protokol’ün 2. maddesi kapsamında üçüncü başvuranın kazadan sonra engelli hale gelmesi dolayısıyla eğitimine devam edemediğini şikayetleri bakımından yaptığı değerlendirmede   başvuranların bu şikâyetleri ulusal mahkemeler önünde gündeme getirmediğini gözlemlemiş ve iç hukuk yollarının tüketilmemesi nedeniyle, bu başlık altındaki şikâyetlerin Sözleşme’nin 35 §§ 1 ve 4. maddesi uyarınca reddedilmesi gerektiği sonucuna varmıştır.