AİHM sonuç olarak başvuran tarafından yerel mahkemenin hükme esas aldığı delil üzerinde şüphe oluşturacak bir iddia ileri sürüldüğü kanaatine varamadığını belirtmiştir. Ayrıca yerel mahkemenin söz konusu delil üzerinde ses analizi yapılması talebini reddetmiş olmasının bizatihi başvuranın kendisini savunmak için tüm imkanlardan yoksun bırakıldığı anlamına gelmeyeceğini vurgulamıştır. Hatta, başvuran ve avukatının söz konusu telefon görüşme kayıtlarına erişim imkanları olmasına rağmen, bu kayıtlara erişmelerine ya da bu kayıtların duruşma esnasında dinlenilmesine ilişkin dosya içerisinde herhangi bir talep bulunmadığına dikkat çekmiştir. AİHM, bahsedilen gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar vermiştir.