AİHM, ilk olarak başvuranlar tarafından Sözleşme’nin 2. maddesi kapsamında sunulan şikâyetlerin açıkça dayanaktan yoksun olduğu ve Sözleşme’nin 35. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendi ve 4. fıkrası uyarınca reddedilmesi gerektiği kanısına varmaktadır. Zira insan davranışlarının öngörülemezliğine vurgu yapan Mahkeme, başvuru konusu olayla ilgili yürütülen ceza soruşturmasının yeterli, hızlı, yeterince kapsamlı ve bağımsız olduğunu ve başvuranların kendi menfaatlerini korumak için yeterli derecede bu soruşturmaya katılabildiklerini değerlendirmektedir. Mahkeme, başvuranların AYİM’in bağımsız ve tarafsız olmadığına ilişkin şikâyetleri hakkında yaptığı değerlendirmede ise AYİM’in kaldırılmasının ardından kabul edilen 27 Mart 2018 tarih ve 7103 sayılı Kanun gereğince, başvuranların Ankara İdare Mahkemesi nezdinde dava açma imkânlarının bulunduğuna işaret etmektedir. Bu nedenle Mahkeme, Sözleşme’nin 6. maddesinin 1. fıkrası kapsamındaki söz konusu şikâyetin, Sözleşme’nin 35. maddesinin 1. ve 4. fıkraları uyarınca, iç hukuk yollarının tüketilmemesi nedeniyle, kabul edilemez olduğuna karar vermektedir.