Şengel/Türkiye Kararı

AİHM, Şengel/Türkiye (No. 30965/12) başvurusuna ilişkin verdiği kararında başvuranların ceza yargılamasının uzunluğu nedeniyle adil yargılanma haklarının ihlal edildiği yönündeki şikayeti konu bakımından yetki yönünden kabul edilemez bulmuştur. Bu bağlamda Mahkeme, Sözleşme’nin üçüncü kişilerin bir suç nedeniyle kovuşturulması veya cezalandırılması için herhangi bir hak sağlamadığını, söz konusu tarihte yürürlükte bulunan Ceza Muhakemesi Kanunu’nun sivil taraflara ceza yargılaması sırasında tazminat talebinde bulunma olanağı vermiş olmasına karşın ceza yargılamasına sivil taraf olarak katılan başvuranın bu yönde bir talepte bulunmadığını belirtmiştir.
Öte yandan Mahkeme, başvuranların, ceza davasının zamanaşımına uğraması nedeniyle başvuranın yaralanmasına neden sürücünün mahkûm olmamış olmasının Sözleşme’nin 2, 6, 13 ve 14. maddeleri ile Sözleşme’ye Ek 1 No.lu Protokol’ün 1. maddesini ihlal ettiğini iddialarının başvuranın yaralanmasının hayatını tehdit edecek bir nitelikte olmadığını ve bu yaralamaya neden olan koşulları göz önünde bulundurarak, açıkça dayanaktan yoksun olduğunu değerlendirmiştir. Mahkeme, Sözleşme’nin olaylar açısından mutlaka bir ceza hukuku yolu gerektirmediğini ve başvuranların, hukuk ve/veya idare mahkemeleri önünde başvurabilecekleri etkili bir hukuk yolu bulunması halinde söz konusu koşullarının yerine getirilebileceğini, başvuranların Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde dava açtıklarını ve söz konusu mahkemenin olayları ve tarafların sorumluluğunu tespit ettiğini, başvuranlara telafi imkânı sunduğunu, başvuranların söz konusu hukuk yargılamasının etkililiğine ve kendilerine ödenmesine hükmedilen tazminat miktarına itiraz etmediklerine dikkat çekmiş ve şikâyetlerinin açıkça dayanaktan yoksun olduğuna karar vermiştir.