AİHM, 15 Eylül 2020 tarihli Hilmioğlu/Türkiye (60625/12) kararında; başvuranın sağlık durumunun ceza infaz kurumunda bulunduğu sırada büyük ölçüde bozulması ve tutukluluk durumunun sağlık durumu açısından arz ettiği riske rağmen devam ettirilmesinden dolayı Sözleşme’nin 2 inci maddesine ilişkin şikayeti hakkında, başvuranın tutukluluğunun veya ulusal makamlar tarafından sunulan tıbbi tedavilerin, Sözleşme’nin 2. maddesinin gerekleriyle bağdaşmayacak bir şekilde ilgilinin hayatını tehlikeye attığına imkân veren herhangi bir unsur tespit etmediğinden açıkça dayanaktan yoksun olduğu gerekçesiyle reddine karar vermiştir. AİHM, başvuranın suç işlediğine dair hakkında şüphe duymak için inandırıcı nedenler bulunmadan Sözleşme’ye aykırı olarak yakalandığından ve tutuklandığından dolayı Sözleşme’nin 5. maddesinin 1. fıkrası kapsamındaki şikayeti hakkında iç hukuk yollarının geçerli bir şekilde tüketilmediğinden kabul edilemez olduğuna ve bu bağlamda tazminat hakkı kapsamında Sözleşme’nin 5 § 5 maddesinin ihlal edildiği şikayetinin ise ratione materiae (konu bakımından) Sözleşme'nin hükümleriyle bağdaşmadığı gerekçesiyle reddine karar vermiştir.