AİHM başvuru konusu olayda verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlara karşı yalnızca 18 başvuranın itiraz ettiğini, buna göre söz konusu kararlara itiraz etmeyen başvuranların iç hukuk yollarını tüketmediğini belirtmiştir. AİHM diğer başvuranlar ile ilgili olarak ise başvuranların esas olarak belediye başkanı ve emniyet amirinin cezalandırılmamasından şikâyet ettiklerini belirterek, olaylara karışan diğer kişilerin halkı kin ve düşmanlığa sevk etmekten hapis cezaları ile cezalandırıldıklarını ve bu durumun yeterli adil bir tatmin oluşturduğunu, belediye başkanı ve polis komiserinin mahkûm edilmemiş olmasının bu bulguyu değiştirmediğini vurgulamıştır. AİHM ayrıca, yetkililer tarafından idari bir soruşturma başlatıldığını, başvuranlara Devlet tarafından mali yardım yapıldığını, başvuranların idare mahkemeleri nezdinde tazminat davalarını kazandıklarını ve Devletin şikâyet konusu fiillerin sorumluluğunu üstlendiğini ve bunun açıkça kabul edildiğini belirtmiştir. AİHM sonuç olarak ulusal mahkemeler önündeki yargılamaların ardından başvuranların mağdur statülerinin bulunmadığı kanaatiyle başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir.